15 Ocak 2014 Çarşamba

Zerdüştlük


Zerdüşt’e göre yalnız tek bir Tanrı vardır. Hiçbir kötülüğün kaynağı olmayan Ahura Mazda: O özgürlüğü yaratmıştır. İyilikle kötülük arasında bir seçim yapma özgürlüğünü. Her insan kendi seçimlerinden sorumludur.”

ZerdüştlükZerdüştçülükZerdüştilikMecusilikMazdayasna, dünyanın eski tek tanrılı dinlerinden biridir.
Anlam olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra 'nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir). Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir.

Bazı batılı bilim insanları Zerdüştlüğü dualist bir din olarak tanımlarlar. Bu dine inananlar beden öldükten sonra dirilip Ahura Mazda'nın huzuruna çıkacağına ve orada sorgulanacaklarına inanırlar. Yaklaşık 3.500 yıl önceZerdüşt tarafından İran'da kurulmuştur. M.Ö 600 ve M.S 650 yılları arası Pers İmparatorluğu'nun resmi dini olmuştur. Günümüzde Zerdüştlüğe dünya çapında inananların sayısının 190.000'den az olduğu tahmin edilmektedir.[1]

Zerdüştlük inanç türleri arasında Budizmde olduğu gibi felsefi yönü de ön plana çıkan inançlar arasında yer alır. Zerdüştlüğün temelinde iyilik ve kötülüğün savaşı yatar. Zerdüşt, yeryüzündeki kavganın tanrının ruhuSpenta Mainyu ile şeytanın ruhu arasında olduğuna inanırdı ve her inananın iyilik için savaşması gerekirdi. Zerdüştlükteki şeytan inancı ile batı dinlerindeki melek anlayışı arasında benzerlikler vardır. Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar.
Geleneksel olarak Zerdüştiler yeryüzünün insan kalıntılarıyla bozulmaması gerektiğine inanırlar. Bu yüzden ölülerin cesetlerini defnetmek yerine üstü açık kulelerin çatılarında akbabalara ve doğal etkenlere karşı korumasız bir şekilde bırakırlar.[2]
Bu inancın tanrısı Ahura Mazda'dır.[3]. Zerdüşt Espantaman bu dinin peygamberidir
Doğal elementleri kutsal sayarlar ve bu elementler (su, toprak, hava, ateş) kirletilmekten korunur. Bununla ilişkili olarak ateşe, aydınlığa veya güneşe bakılarak ibadet edilir. Bu inanç Zerdüşt Espenteman tarafından getirilmiştir.

Zerdüştlük, İslamiyet'in İran'da yayılmasına kadar genişlemeye devam etmiştir. Zerdüştiler M.S. 600 civarında Müslümanların Pers topraklarını ele geçirmesinden sonra İslamiyete geçmiş ve geriye az sayıda zerdüşti kalmıştır.
Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir; I. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö. 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun İbrahim olduğu da söylenir), III. Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt'ün kendisidir.
III. Zerdüşt bilge, ileri bir düşünce adamı ve filozof olarak tanımlanır. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilerek yaygınlaştırılmıştır. Zerdüşt'ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm'le tek tanrıcılığa yönelirken, çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Zerdüşt tanrının kötülükleri affetmiyeceğine inanır ve kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer.
Zerdüşt'ün filozof yönünü doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin perspektiflerinde görmek mümkündür. Antik çağ Yunan filozoflarında, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramların etkilerine rastlanır; M.Ö. 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, iyi- kötü mücadelesini tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar.
Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürer ve hareket kuramında Zerdüşt'ün karşıtlar mücadelesi fikrinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt'ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlemesini yorumlayarak fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt'ün felsefi inancı dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin hayat tarzı, coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur.

Faravahar ya da Ferohar, Zerdüştlüğün bilinen semboludur. Fravaşi adlı koruyucu meleği temsil eder.


Zerdüştilikte, dünyanın "altı evre"den oluştuğuna inanılır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır, Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır. Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hâkim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder.

Zerdüştlük felsefesinde Su, toprak, ateşin kutsal sayılılır ve ateşe, aydınlığa veya güneşe bakılarak ibadet edilir. Işık ve aydınlıkların, Tanrı Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanılır. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.

Zerdüştlük inancına göre Tanrı kadın ve erkeği bir arada ve birbirine arkadaş olarak yaratmıştır. Bu inançta kadın ve erkek eşit olarak kabul edilmektedir. Zerdüşt inancının gelişip yayıldığı bölgelerde çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı görülmüştür. Zerdüştilikte, doğru yaşama, ahlaki emirlere uyma esastır. Ahlaki emirler; iyi düşünce, iyi söz, iyi iş diye özetlenir. Fakirlere cömert davranma, yabancılara misafirperverlik, bütün lekelerden uzak kalma, toprağı sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli işlerden sayılır. Bazı cinsi konular ve ölü bedenine temas, kirlenmeye yol açar, özel ayinler gerektirir. Yine Zerdüşt inancı her alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşılıp bol üretimin sağlanmasını tavsiye etmektedir. Temiz hayvanlardan sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini büyük günah saymaktadır. Döllenmeyi ve çiftleşmeyi önleme kesin olarak yasaklanmıştır. Bu inançta şarabın ibadetle ilgili olarak dini düşüncelerin geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması amacıyla içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta'nın Gatha bölümünde belirtildiğine göre dini inanç alanında şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Zerdüştün Cenneti şarkılı bir yer olarak değerlendirdiği dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi kavranır.
Zerdüştiler ateşe tapmazlar, ancak ateşi yüceltirler onu kıble kabul ederek ateş önünde dua ederler.[5] Ancak zerdüştilikte asıl kıble güneştir. Zerdüştiler dünyada bulunan elementlerin saf olduğuna ve ateşin tanrının ışığı veya irfanı olduğuna inanırlar. Ateş Ateşgede denilen tapınaklarda yakılır ve ateşe üflemek öldürülmeyi gerektirecek kadar büyük bir günahtır.[5] Dini törenlere ya da ayinlere çok fazla önem vermeden, "iyi sözler, iyi düşünceler ve iyi hareketler" ilkelerine odaklanırlar. Zerdüştler günde birkaç sefer dua ederler.[6] Zerdüştler'in dini törenlerinde ateşin önünde ayinler yapmalarının sebebi, ateşin karanlığı önlemesidir, zira Zerdüşt inancına göre, kötülük karanlıkla özdeşleşmiştir.

İran'ın Yazd kentinde bir Zerdüşti tapınağı
Yahudilerin Babil sürgününde Zerdüşt inançlarından etkilendikleri ve bazı inançların Yahudi, Hıristiyan ve İslam kültürlerine Zerdüştlükten geçtiği düşünülür; Zerdüştün anası on beş yaşında bir bakire iken, bir ışık huzmesinin ziyaretine uğrayarak hâmile kalmıştır.[5] Ayrıca ilk kez müritleri ile su üzerinde yürüyen, miraca çıkan, tanrı ile yüz yüze görüşen, ölmeden cennet ve cehennemi gören Zerdüştün kendisidir. Zerdüştlük inancına göre cehennem üzerinde kurulu olan Sinvat (Çinvat) köprüsünden geçilerek cennete ulaşılır.[5] Ancak cehennemde üç gün kalınarak günahlardan temizlenilmesi gerekecektir.[7] İbrahimi dinlerdeki "6 günde" yaratılış ve mehdi-mesih inançlarının ilk izlerine zerdüştilükte rastlanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder