15 Ocak 2014 Çarşamba

Veba (Kara Ölüm) Salgını

VebaYersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.
Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı ¨Kara Ölüm¨dür. Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık 1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken 70.000'e düşmesine neden olmuştur.) Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir.
Kendini 4 şekilde gösterebilir:
  1. Bubonik
  2. Septisemik
  3. Pnömonik
  4. Gastro-intestinal
Mikrop ilk defa 1884 yılında Hong Kong’da tespit edilmiştir. Veba mikrobunu taşıyan farelerin pireleri tarafından insanlara geçer. Nedeni, pisliktir. Pis ve güneş girmeyen yerler veba için en uygun ortamlardır.
Hastalık, mikrop kapıldıktan 2-8 gün içerisinde kendini gösterir. Hastada aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür.
Dili de kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı kişiler koruyucu aşı olmalıdır. Bugün için önemi olmayan ve eski devirlerde de olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.
Geçmişte belirli dönemlerde bu hastalığın büyük salgınları yaşanmıştır. 14. yüzyılda kara ölüm olarak kayıtlara geçen salgının, hıyarcıklı veba olduğu sanılmaktadır.

'Hıyarcıklı veba' ('bubonik veba') veba hastalığının en yaygın biçimidir. Hastalığa Yersinia pestis adı verilen enterobakteri neden olur. Bakteri vücuda girdikten sonra 3 ila 8 gün içinde etkisini gösterir. Belirtileri, yüksek ateş, üşüme duygusu, başağrısı, ishal ve bubo adı verilen, lenf bezi şişmeleridir. Deri altında ve iç organlarda kanama başladığı zaman da, akan kanın birikmesi sonucu ciltte siyah lekeler oluşur.  Mikrop kan yoluyla akciğer, karaciğer, dalak ve beyine yerleşebilir

Kara ölüm ( Black Death ), Avrupa’da 1300′lerde görülen hıyarcıklı veba salgınını tanımlamak için kullanılan bir ifadedir.  Bu ifadenin kökeninin nereden geldiği net değildir. Belki Latince’de korkunç ölüm anlamına gelen “atra mors” ifadesinin hatalı bir tercümesinden doğmuştur. Kara ölüm, Avrupa tarihindeki en korkunç salgındır. Tarihçiler salgın nedeniyle üç yıl içinde Avrupa nüfusunun yaklaşık olarak üçte birinin öldüğünü düşünmektedir. Salgının böyle bir felakete yol açmasında, uzun yıllar yetersiz beslenen insanların hastalığa karşı dirençsiz oluşunun etkili olduğu kabul edilmektedir.

Veba 14. yüzyılda, Avrupalılar’ın üçte birinin ölümüne neden oldu.  
Vebanın Avrupa ve Afrika’ya sıçramadan önce, Türkistan’da ( Orta Asya ) ortaya çıktığı düşünülmektedir. 1346 yılında hastalık Kara Deniz kıyısındaki Kırım’da görülmüştür. Hastalık ticaret gemileri ile Sicilya’ya taşınmış ve oradan İtalya yarımadasına sıçramıştır. Salgın Fransa ve Britanya adalarını 1348 yılında kötü şekilde etkilemiştir. 1350 yılının sonuna kadar salgın Almanya, İskandinav ülkeleri ve Avrupa kıtasının büyük bölümüne yayılmıştır. Avrupa toplumları salgın yüzünden büyük korku ve panik yaşamıştır. Yahudiler sağlıklı insanları zehirlenmekle suçlanmış ve pek çok Yahudi öldürülmüş hatta soykırıma tabi tutulmuşlardır.  Halk arasında kendini kırbaçlamak dini bir inanç bir ibadet şekli olarak yaygınlaşmaya başlamıştır. İnsanlar salgının Tanrı’nın günahlarından dolayı insanlara gönderdiği bir ceza olduğunu düşünmüş ve kendilerini kırbaçlayarak Tanrı’nın merhametini ve affını kazanabileceklerine inanmışlardır.
Veba aynı yüzyıl içinde daha az etkili üç salgın daha Avrupa’da görülmüştür.  1400 ve 1700 yılları arasında Veba salgınları defalarca Avrupa’da ortaya çıkmıştır ancak hiçbiri Kara Ölüm denilen ilk salgın kadar yıkıcı olmamıştır. Kara ölüm ortaçağ toplumlarının dağılmasını hızlandırmıştır. Tarımsal faaliyetler neredeyse durmuştur.  Üretim düşmüş, pazardaki mal miktarı azalmış ve fiyatlar yükselmiştir. Nüfus azalmış, çok sayıda çalışan hayatını kaybetmiş, işçi bulmak zorlaşmış ve ücretler yükselmiştir. Ortaya çıkan kargaşa ortamında pek çok köylü tabi oldukları lordlarını terk etmişlerdir. Ücretleri ve mal ve hizmet fiyatlarını dondurmak için kanunlar çıkarılmıştır. Devletler köylüleri eski yerlerine ve işlerine dönmeye zorlamıştır. Bunun üzerine İngiltere, Fransa ve Avrupa’nın her yerinde halk isyanları ortaya çıkmıştır.

Veba, bir enfeksiyon hastalığıdır ve Yersinia pestis adlı bakteri, bu hastalığa neden olur. Bakterinin adı bu bakteriyi bulan Fransız bakteriyolog A. Yersin’den gelir. Hastalık 2007’ye kadar üç önemli salgın hastalıktan biriydi. Antibiyotikle tedavi edilebilen veba, gelişmiş ülkelerin tümünde ve gelişmekte olanların çoğunda ortadan kalktı. Asya ve Afrika’da az da olsa görülmektedir. Geçmişte farelerin hastalığı bulaştırdığı sanılırdı. Hastalığın, farelerin taşıdığı pirelerin insanları ısırmasıyla veya insandan insana bulaştığı biliniyor. Hastalığın belirtileri en geç bir haftada ortaya çıkar. Titreme, ateş, kusma, baş ve sırt ağrısı, halsizlik, nefes darlığı, kasık ağrısı ve kanama gibi belirtiler olur. Vebanın farklı türleri vardır. Hıyarcıklı veba (bubonik) en yaygın türdür ve lenf bezi şişmeleri ile deri altı kanamaları görülür. Deri altında biriken kan deride siyahlıklar oluşturduğu için hastalığa kara ölüm adı takılmıştı. Vebanın ayrıca septisemik, akciğer ve gastro intestinal gibi başka türleri de vardır.

Tarihteki Diğer Önemli Veba Salgınları 
Bilinen en eski veba salgını M.Ö. 1650’de Mısır’da görüldü. Kral II. Murşili döneminde M.Ö. 1300’lerde Hititler de veba salgınından zarar gördü. Akadlar’dan kalan ve insanları vebadan koruyacağına inanılan bir nazarlık İngiltere’de British Museum’dadır. Atina’da M.Ö. 430’da başlayan veba salgını binlerce ölüme neden oldu. Salgın, Habeşistan’dan Mısır ve Libya’ya oradan da Atina’ya sıçramıştı. Bizans döneminde M.S. 541’de başlayan ve Jüstinyen Vebası olarak bilinen salgın, milyonlarca kişinin ölümüne neden olmuştu. Yüz yıl sonra Filistin’deki salgında binlerce kişi öldü. Veba, Avrupa’da 1347 salgınından sonra da defalarca ortaya çıktı ama, etkisi giderek azaldı. Anadolu’da Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de veba salgınları oldu. Moskova’da 1770’teki salgında hastalar karantinaya alındı ve dışarı çıkmaları yasaklandı. İşsizlik ve açlık artınca halk, sokaklara dökülüp karantinaya karşı isyan başlattı ve her yeri yakıp yıktılar. İsyancıların 4’ü idam edildi yüzlercesi hapse atıldı. Son veba salgını 2006’da Afrika’da Kongo’da görüldü. Japonlar 1940’ta Çin şehirlerine, savaş uçaklarından veba mikrobu taşıyan pireler atmıştı. Moskova’da 1771’deki veba salgını karantinası nedeniyle çıkartılan isyan Veba, 4500 yıl boyunca milyonların ölümüne ve bazı ailelerin yok olmasına neden oldu. İyi beslenme, hijyen, aşı ve antibiyotikler vebayı sonlandırdı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder