15 Ocak 2014 Çarşamba

Menşevikler ve Bolşevikler

 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin İkinci Kongresi'nde Vladimir Lenin ve Julius Martov arasında yeni kurulmakta olan partinin üyelik tanımı üzerine başlayan görüş ayrılığı sonucu yaşanan ayrışmada oluşan grup. Kongrede Lenin yanlıları çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen Bolşevik olarak, azınlıktaki Martov yanlıları da Menşevik olarak adlandırılacaktır. Kongreden sonra iki taraf arasında birleşme girişimleri olsa da birleşme gerçekleşmeyecek ve 1912 yılında kesin ayrım yaşanacaktır. Bolşevikler Ekim Devrimi ile iktidarı alacaklar ve Sovyetler Birliği'ni kuracaklardır.

Polis baskısı nedeniyle önce Brüksel sonra da Londra’da yapılan Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi RSDİP 2. Kongresi 1903 yılı Ağustos ayında toplanır. Toplantıda yeni partinin üyelik esasları ve tanımı üzerinden önemli bir ayrılma yaşanacak ve Rusya’daki devrimci hareketi derinden etkileyecektir. Vladimir İlyiç Ulyanov ya da takma adıyla Lenin parti üyelerinin dar ve aktif bir çevreden oluşmasını, sadece ceplerinde parti kimliği taşıyan ve zaman zaman partiye uğrayanlardan, hatta hiç uğramayanlardan oluşmamasını savunuyordu. Bu faal üyeler profesyonel devrimci kadrolar olarak Çarlık otokrasisine karşı işçi devrimi yapabilecek bir devrimci partinin yaratılabilmesi için zamanlarının çoğunu örgütlenmeyle geçireceklerdir. Bu modele göre sempatizanlar dışarıda bırakılmış olmaktaydı. Partinin iç işleyişinde de demokratik merkeziyetçilik benimsenecekti. Lenin’in bu fikirlerine karşıt olarak ise arkadaşı Julius Martov partinin merkezinde profesyonel devrimcilerin olmasına onay verse de parti üyeliğinin sempatizanlara, devrimci işçilere ve diğerlerine açık olmasını savunuyordu. İkili bu konuyu daha önce de tartışmış olsalar da, görüş ayrılıkları kongrede ayrılığa yol açacaktır. Ayrılık ufak bir konuda ve kişisel ayrımdan kaynaklanıyor görünse de ayrım derinleşecek ve bölünme kaçınılmaz hale gelecektir.

Lenin ve Martov yandaşları kongredeki durumlarına göre Rusça "bolshinstvo" (çoğunluk) ve "menshinstvo" (azınlık) olarak adlandırılırlar[1]. Kongredeki delegeler sürekli olarak saf değiştirdikleri için birleşim başarısız olacak ve parti fiilen ikiye bölünecektir.

1905 Devrimi

İki taraf da sürekli olarak yeni üyeler kazanıyor ve kaybediyordu. Rus marksizminin babası olarak adlandırılan Georgi Plehanov ilk başta Lenin ve Bolşeviklerden yana olacak ancak 1904’de ayrılacaktır. Menşeviklerden yana olan Leon Troçki ise Menşeviklerin Rus liberalleriyle uzlaşma girişimleri ve Bolşeviklerle birleşmeme tutumları yüzünden ayrılacaktır[2]. İki taraf arasındaki ayrım Nisan 1905’de Bolşeviklerin ayrı yaptığı ve 3. Kongre olarak adlandıracakları kongre ile derinleşecektir. Menşevikler derhal alternatif bir kongre yapacaklardır. Rusya İmparatorluğu Çarlık rejiminin 1905 Devrimi ile sarsıldığı dönemde Bolşevikler azınlıktadır. Ayaklanan halkın kendiliğinden kurduğu Sankt Petersburg İşçi Sovyetinde[3] azınlıkta olsalar da Troçki tarafından etkili bir şekilde temsil edilmektedirler. Buna rağmen Moskova Sovyetinde çoğunluktadırlar. Moskova Sovyetinin Aralık 1905’de aldığı ayaklanma kararı sonucu kentte iktidar alınacak ancak ayaklanma yaklaşık bir ayda bastırılacaktır[4].

1905 Devriminin bastırılmasından sonra çok sayıda Menşevik partiden ayrılarak yasal muhalefet hareketlerine dahil olacaktır. Lenin 1908 yılında devrimcilikten uzaklaştığını düşündüğü Menşevikleri tasfiyecilikle suçlayacaktır. İki hizip arasındaki uzlaşmaz çelişkiler sonucunda 
1905 Devrimi sürmekteyken Bolşevikler ile Menşevikler Stockholm’de Nisan 1906’da yapılan 4. Birleşim Kongresinde yeniden birleşmeye çalışırlar. Menşevikler Yahudiler arasında ayrı bir örgütlenmeyi savunan Bund ile ortak hareket edince Bolşevikler azınlıkta kalır. Kongrede birleşim yönünde karar alınsa da her grup kendi yönetimini koruyacaktır. Londra’da Mayıs 1907’de yapılan bir sonraki 5. Kongrede de bu durum değişmez.

İki grup arasında ilişkiler 1912 yılında kopacaktır. Bu yılın Ocak ayında Bolşevikler sadece kendi örgütüyle topladıkları Prag Konferansında Menşevikler ve Otzovistler partiden resmen atılacaklardır. Bu kongreden sonra Bolşevikler artık kendilerini RSDİP’in hizibi olarak değil ayrı bir parti olarak RSDİP (Bolşevik) olarak tanımlayacaklardır. Bolşevik önderliği ayrı bir parti olmaya karar verse de Bolşevik yanlısı taban örgütü ve işçiler bu hattı izlemekte zorlanacaktır. Ayrıca Duma’daki 6 Bolşevik vekil de parti yönetiminin bu kararını kabul etmez. Sadece Matvei Muranov ayrı bir parti kurulmasından yana olur[6]. Ancak buna rağmen Bolşevik önderlik duruma hakim olacak ve Eylül 1913’de ayrı bir Duma grubu kurulacaktır.


1917 yılı Şubat Devrimi ile birlikte Çarlık rejiminin devrilmesiyle birlikte İrakli Tsereteli önderliğindeki Menşevikler başa geçen Geçici Hükümete çağrı yaparak ilhaksız ve adil bir barış yapılması gerektiğini bildirdi. Ancak bu çağrıya rağmen Menşevikler savaşın sürmesini savunuyor ve “devrimin savunulması için” cephedeki askerlerin savaşmaya devam etmesi gerektiğini belirtiyorlardı. Devrimci altüst oluş sırasında işçi, köylü ve cephedeki askerler tarafından kurulan taban örgütlenmesi olan sovyet organlarında Menşevikler, SR’lar ile birlikte yönetime gelirler. Çok önemli bir konuma sahip olan başkentteki Petrograd Sovyetinde de Menşevikler yönetimdeydi.

Monarşinin devrilmesiyle beraber Menşevikler ile Bolşevikler arasındaki ayrımların artık arka plana atılacağı ve birlikte mücadele edileceği bazı önde gelen Bolşevik ve Menşevik liderler arasında düşünülmekteydi. Bolşevik liderlerin neredeyse hepsi yurt içi ve yurt dışı sürgünde bulunduğu için Petrograd’da bulunan Bolşevik yöneticiler Aleksandr Şlyapnikov ve Vyaçeslav Molotov Geçici Hükümet ve ona destek veren Menşevikleri parti yayınlarında ve özellikle Pravda’da şiddetle eleştirmekteydi. Ancak bu ekip sürgünden gelen Lev Kamenev, Josef Stalin ve Matvei Muranov’un gelmesiyle tasfiye edilecek ve Geçici Hükümete karşı anlayışlı, Menşeviklerle uzlaşmacı bir tavır Bolşeviklere hakim olacaktır. Ancak Lenin, Mühürlü Tren olarak adlandırılan uzun yolculukla Petrograd’a döndüğünde bu tarzı şiddetle eleştirecektir. Nisan Tezleri olarak adlandırılan ve Bolşeviklerin siyasi hattına şekil veren açıklamalarında Lenin, devrimin burjuva aşamasının tamamlandığını ve iktidarın işçi ve yoksul köylüler tarafından alınması için partinin derhal örgütlenmesi gerektiğini vurgular. Bu beklenmeyen ve radikal fikirler Geçici Hükümeti destekleyen Menşeviklerle olası ittifakı zaten gündeme bile almamaktadır.
Mart – Nisan 1917 döneminde Menşevik önderliği şartlı da olsa liberal ağırlıklı Geçici Hükümeti destekler. 2 Mayıs günü savaş konusunda halktan gelen tepkilerle Geçici Hükümetin düşmesi üzerine Tsereteli, Menşeviklerin devrimin selameti için Geçici Hükümeti güçlendirmesi gerektiğini ileri sürer. Bundan sonra Menşevikler, SR’lar ve Kadetler ile koalisyon hükümetine dahil olacaktır. Martov’un Mayıs ayında Avrupa’dan sürügünden dönmesiyle güçlenen Menşevikler içerisindeki sol kanat Tsereteli liderliğini sorgulayacak ve hükümetten çekilinmesini isteyecektir. Ancak 9 Mayıs 1917 günü yapılan parti konferansında ise Martov taraftarları azınlıkta kalacaktır. Bundan sonra Menşevikler Ekim Devrimi ile devrilene kadar Geçici Hükümette yer alacaktır.
Menşevikler ve Bolşevikler ayrı yönlere doğru hızla ilerlerken ülke dışından ve içinden sürgünden dönen partililer hızla bir tarafı tutmak durumunda kalıyorlardı. Bazıları Menşeviklere katılırken, bazıları da Aleksandra Kollontay gibi doğrudan Bolşeviklere dahil olur. Aralarında Leon Troçki, Adolf Joffe olan önemli sayıda partili ise Petrograd merkezli kendi örgütlerini kurarak Enternasyonalistler adını alır. Bu grup Ağustos 1917’de Bolşeviklere katılacaktır. Ayrıca aralarında Maksim Gorki de yeralan az sayıda ama etkili aydın Gorki’nin Novaya Zhizn (Yeni Hayat) gazetesi etrafında toplanır ve iki gruba da katılmaz[1].

1917’den sonra

Menşeviklerin özellikle Temmuz Günleri sırasında işçilere karşı olan olumsuz tutumları, Geçici Hükümet politikalarına katılmaları ve Bolşeviklerin artan örgütlülüğü yüzünden çok güç kaybederler. Kasım 1917’de yapılan Kurucu Meclis seçimlerinde sadece yüzde 3 oy alırlar. Partinin sağ kanadı Ekim Devrimi ile iktidarı alan Bolşeviklere karşı silahlı mücadele yapılmasını savunurken, partinin artık çoğunu oluşturan sol kanat Bolşeviklerin iç savaşta desteklenmesini ister. Ancak Martov önderliğindeki sol kanat Menşeviklerden örgütsel olarak kopmaz.

Gürcistan’da Menşevikler yoğun olarak örgütlü oldukları için Rus İç Savaşı döneminde Menşevikler iktidarı alıp Gürcistan Demokratik Cumhuriyetinin kurulduğunu ilan ederler. 14 Şubat 1919’da yapılan seçimlerde Menşevikler yüzde 81,5 oy alır ve Menşevik lider Noe Zhordania başbakan olur. Partinin buradaki örgütlenmesinde öne çıkan isimler Noe Ramishvili, Evgeni Gegechkori, Akaki Chkhenkeli ve Nikolay Çheidze’dir. Ancak Rus İç Savaşından galip çıkan Bolşevikler bağımsız bir Gürcistan’a izin vermezler. Kızılordu birlikleri 1921 yılı başlarında Gürcistan’a girer ve ülke Sovyetler Birliği’ne dahil edilir. Menşevik ldierler ise çoğunlukla Avrupa’ya sürgüne gider.

Menşevizm, 1921 yılındaki Kronstadt Ayaklanması sonrasında yasadışı ilan edilir. Bundan sonra Menşevik aydınların ülke dışına göçü yaşanır. Hasta olan Martov, Almanya’ya gider. Burada 1921 yılında Sosyalist Haberci (Rusçası: Sotsialisticheskii vestnik) adlı yayın organını çıkartmaya başlar. Yayın Nazilerin iktidara gelmesi üzerine 1933 yılında Berlin’den Fransa’ya taşınır. II. Dünya Savaşının başlaması üzerine ise New York’a taşınır. 1970’li yıllara kadar yayınlanacak sonrasında ise sönümlenecektir.


Detay bilgi için aşağıdaki linklere bakılabilir

http://visnebahcesi.weebly.com/bol351evikler---men351evikler.html
http://marksist.net/elif_cagli/enternasyonal_alanda_mensevizmin_yansimalari.htm
http://kutuphane.halkcephesi.net/Lenin/sosyalizm%20ve%20savas/mensevik%20bolsevik.htm
http://www.gunzileli.com/2011/06/06/bolsevikler-sert-menseviktir/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder